Kahramanmaraş
21 Nisan, 2025, Pazartesi
  • DOLAR
    28.00
  • EURO
    29.65
  • ALTIN
    1743.3
  • BIST
    8115.01
  • BTC
    28682.63$

"İBB Başkanı İmamoğlu Bir İngiliz Yüzünden Vatandaşı Mağdur Etti"

"İBB Başkanı İmamoğlu Bir İngiliz Yüzünden Vatandaşı Mağdur Etti"
"İstanbul’un eski belediyesi döneminde hava durumu yoğun kar yağışını göstermediği halde, havanın soğur gibi olduğu zamanlarda, kar araçlarının her köşe başında olmasını hayretle karşılardım."

Ama kış sezonuna girmeden hazırlıkların ve gerekli ihalelerinin yapıldığını, kar kürüselerde, kürümeselerde ya da tuz atsalar da, atmasalarda ihale bedellerinin ödeneğini sonradan öğrendim. Tedbirlerini önceden ve sıkı bir şekilde alırdı eski belediye.
Benim yıllarım İstanbul'da geçti, sabah erkenden abonelerime gazete yetiştirme çabasını göstererek, kar, yağmur demeden işyerine gazetesini erken saatte bırakıp gidiyordum. İstanbul'da günlerce kar yağdığına şahit oldum, ama İBB'nin bu kadar basiretsiz ve vurdum duymazlığa ilk defa şahit oldum. Neyse! 

Karda yolda kaldınız mı bilmem. Hakikaten zor bir durumdur. 3-5 saat kalmışlığım var ama arabayı ısıtmak için bir depo bitirecek ve arabayı olduğu yere terkedip; tipide bir yerlere yürüyecek kadar kalmadım şükür. Tabii problem sadece karda yol üzerinde yaşanan rezaletler değil. Trafiğin durması demek İstanbul’da hayatın felç olması demektir. "Dakikaların, saniyelerin önemli olduğu bir çağda milyonların yaşadığı bir koca şehrin felç olduğunu düşünün izahı yok ve olamazda!"

İBB'nin başkanı Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul'da yaşayan değişik fikirler seçti. Kim veya kimlerin seçildiğini gördük ve bunun bilincindeyiz. Başına gelenleri haketti mi? Belli ki haketmiş. İBB,  bu konuda beceriksizlik göstermiş olabilir, zaten neyi becerdiklerini gördük ki, ahir ömürde. En iyi becerdikleri dine ait kutsallara hınçla saldırmak.. 

Neyse konu bu değil. 

Millet arabanın içinde yolun açılmasının umudunu kaybedip tipide  yürüyüşe geçtiği saatlerde bizim İmamoğlu İngiliz sefirle yemekteymiş. Tam 3 saat yemek yemişler. Ya bu olacak şey mi? Recep Tayyip Erdoğan, IBB'nin başkanı iken, gecesini gündüzüne katarak, vatandaşların hissiyatlarına tercüman olmak için var gücünü kullanıyordu. İmamoğlu ise; hiç bir şey olmamış gibi, midesine lokmaları indirme keyfiyetini yaşıyordu. İstanbul'lular, maddi de manevi anlamda sıkıntı çekerken ve karla mücadele ederken, sen 3 saat bir İngiliz ile yemek ve sohbet et, yakışmaz sana İmamoğlu yakışmaz.

Şimdi herkes “vay sen o saatte nasıl yemek yersin” diye saldırıyorlar! Ne yapacaktı, paçalarını sıvayıp arabaları mı iteleyecekti. Devlet gibi bir yer istanbul. Hiyerarşinin tepesindesin ve alırsın telefonu, gerekli adamları ararsın. Onları ancak motive edersin. Varsa onların aşamayacağı bir tıkanıklık onu sen çözersin. Zaten herkes işini biliyordur. Bilmiyorsa zaten ne edebilir ki. 

Ben o saatte yemekte olduğuna takılmıyorum. Benim taktığım bir belediye başkanının İingiliz sefirle yemek yiyip üç saat neden birlikte olduğu, için değil? Vatandaşların çektiği rezillikten dolayı üzüntü duydum.

Bir insan sevmediği bir bürokratik ortamda yarım saat yemek yer, yarım saat konuşacaklarını konuşur.En fazla bir saatte yemeği bitirir. Bir saatin üzerine iki saat daha oturması, İmamoğlu’nun sevdiği sevildiği bir ortamda, son 200 yıldır her problemin sebebi olan İngiltere’nin bir mensubu ile, hem de bir sefiri ile yani İngilizin bir resmi ajanıyla 3 saat geçirmesi, sizce düşündürücü değil mi?

Bürokrasiyi bilirsiniz bilmezsiniz bilmem ama; bürokrat, bir sürü kanunun, yönetmeliğin, görevlerin zoru altında daima hatasız olmak mecburiyetinde,  çok düşünür az iş yapar ve zamanı hakikaten onun için çok kıymetlidir. Bir bürokratın mesele ne olursa olsun üç saat bir yerde oturması, geldisi gittisiyle  beş saat bir adam için harcamasını düşünün. Hem de istanbul gibi bir devletin en başında olan birinin, yani İmamoğlu gibi bir başkandan bahsediyorum!

Bu zatı muhterem Doğu Akdeniz’de krizin en şiddetli zamanlarında, tabanca patlasa Yunanistanla savaşacağımız zamanlarda, peşrevlerin, elenselerin en hınçla yapıldığı zamanlarda kalktı Yunanistana gitti. Hatta Yunan devlet başkanıyla bile görüştü. Hatta yunan tarihi eserlerini ziyaret ettiğinde yunan basını “atasının yaptığı yerleri geziyor” diye manşet atmıştı değil mi? Okuyucularım buna şahit olmuşlardı.

Şimdi de ciddi ciddi başkan adaylarından biri. Hadi buyrun yunanlıların çok sevdiği bu adamı seçin ve yunanlıları sevindirin.

“Nehirde kavga eden iki balığı görürseniz bilin ki, oradan bir ince bacaklı ingiliz geçmiştir” der zavallı soyu kurumuş kızılderililer. 

Lütfen bir sorun bu İmamoğlu’na “üç saat muhabbetle bu ingiliz ajanıyla ne konuştun, ne planlar yaptın, hangi meseleyi çözdün." Lütfen sorun, oyunuzu verdiniz, sizi temsilen ne görüştüğünü biliyor muydunuz!

Dünya savaşı projelendirip bütün dünyayı sömürge alanı yapan ve devletimizi de kudretimizi de geleceğimizi de karartmış bitirmiş İngiliz ile işin ne olabilir doğrusu merak içerisindeyim. 

İngiliz başbakanı Yozgatlı Boris’in dedesi de bol bol ingilizle görüşürdü.

Yunan devlet başkanıyla ne görüştün, İngiliz sefiriyle ne görüştün, hele ki bu görüşme İstanbul’un felç olmasından kıymetli,  peki, ya niye genel başkanının, partinin  haberi yok. İngiliz sefaretine, Yunan sefaretine gaz mı bağlayacaksın. Hangi problemi çözdün. Şu önemli mesele nedir söyle de bilelim değil mi?

Kılıçdaroğlu’nun sık sık ingilizle görüştüğünü biliyoruz, niye görüştüğünü de tahmin etmek zor değil. İmamoğlunun İngiliz sefiriyle bir lokantada yemek yemesi de bizim için hiç süpriz değil, bu yemeğin üç saat sürmesi de!

Allah bu milleti İngiliz’in şerrinden muhafaza etsin inşallah! Ülkemizi her türlü bela ve müsibetlerden muhafaza eylesin!

Sevgi ve Saygılarımla
Araştırmacı Gazeteci Yazar 
Vehbi Korkutata

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!